Barbar Sizsiniz...

Zaman korkunç daire…İlk ve son nokta nerde?

Bazı geriden gelen yüzbin devir ilerde…



Barbar kelimesi Roma’lıların Roma’lı olmayanlara verdikleri isimdir.Yabancı ve ilkel anlamına gelir.Roma’lılar topraklarını tehtit eden yağmacı ,savaşçı ,medeniyetten uzak hatta ona düşman ve düzensiz ,nizamsız Cermen kabilelerine (Ostrogot, Vizigot, Alan, Burgond, Vandal, Alaman vs.) bu adı veriyorlardı.Zaman içerisinde Barbar kelimesi Avrupalılar tarafından son derece yanlış ve kasıtlı olarak Türkler içinde aşağılama amacıyla kullanılır oldu.Çünkü yukarıda bahsedilen yağmacılık ve savaşçılık özellikleri bir kavmin barbar olarak nitelenmesi için yetersizdir.Bir kavme barbar denebilmesi için en önemli unsur medeniyetten uzak olmaktır. Öyleyse Türk Medeniyeti ve nizamını anlarsak Türklerin Barbar olmadığınıda ortaya koymuş olacağız.

Türkler Tarihin kendine özgü bir medeniyetinin temsilcisiydiler.Bu medeniyet bir Bozkır medeniyetiydi.At ve demirin medeniyeti…

Türk Kültürü göçebe bir kültürdür. Bu göçebe kültür dahi belli bir nizam dahilindedir. Zaten Türkler disiplinsizlikten nefret eden bir toplumdurlar.Göçebelik,Türklerde Orta Asya nın zor sosyal,ekonomik ve coğrafi şartlarında yaşamayı ,devlet kurmayı ve düşmanlarına karşı ayakta ve güçlü kalmayı mümkün kılacak şekilde gelişmiştir.Türkler bu eski devirlerde anıtlar, saraylar ,büyük sanat eserleri ,edebi eserler meydana getirmemişlerdir çünkü tüm bunlar göçebe yaşayan topluluklar için gerekli şeyler değildir.Onlar için gerekli olmayan şeyleride kullanmaları ve yapmaları beklenemezdi ki bu hiçbir milletten yada kişiden beklenebilecek bir şey değildir.

Örneğin, göçebe Türkler göç ederken inşa edecekleri sanat eserlerine yanlarına alıp götüremezlerdi.Onlar için önemli olan şey kullandıkları şeylerin portatif,hafif ve taşınabilir olmasıydı. Evleride bu yüzden çadırdı.Üstelik Göktanrı inancı da onlara mabet yada ibadethane yapmaya zorlamıyordu.İnançları dahi esprili bir ifadeyle portatifti.Gittikleri her yere onlarla geliyor, tanrıya her zaman her yerde ibadet edebiliyorlardı.Onlardaki Tanrı inancı mabedlerle sınırlanamayacak kadar büyüktü.Bu nedenle bu inanç Gök kelimesi ile niteleniyordu.

Ancak Türklerde kültürün başka unsurları göçebeliğe paralel olarak gelişmiştir.Örneğin savaş teknolojileri hiçbir kavimle kıyaslanamayacak kadar yüksekti.En sağlam kılıçlar ,en uzun menzilli yaylar hatta ıslık çalan oklar onların buluşudur. Günümüz ordularının temeli olan on’lu sistem onların icadıydı.Hayvan üslubu denilen stilize hayvan figürlerinden oluşan bir sanatında mümessili idiler.Teşkilatçılık ve disiplin anlayışı ise ;Türklere ,sayıları milyonları bulan hayvan sürülerini sevk ve idare etmenin kazandırdığı ve kendinden başka çok az millette mevcut olan özel bir yetenektir.Türk inancına göre zaten ,Türk yönetmek için dünyaya Tanrı tarafından gönderilmiştir.

Düzenden mahrum ,beceriksiz kavimlerin bu işi becerebilmesinin imkanı yoktur. Orta Asya koşullarında en rahat ve hızlı hareket edilmesini sağlayacak ceket ve pantolon,eyer ve koşum takımları Avrupalılar tarafından hep barbar dedikleri Türklerden öğrenildi.

Kaldı ki Türkler sonraki devirlerde ilk devirlerde vermedikleri kültürün diğer ögelerinde de muhteşem eserler vermekle barbar olmadıklarını kesin kes ispatladılar.

Barbarlık ,yıkıp yapmamaktır.Türkler ise fethettikleri yerlerde istemeden dahi olsa bir yıktılarsa yerine on yapmışlardır.Tarih bunların misalleri ile doludur.Örneğin ,452 de Attila Roma şehrini fethetmek üzereyken kentin yakılıp yıkılmasına razı olmamış ve kuşatmayı kaldırmıştı.Selahattin Eyyubi, Kudüs’ü fethettiğinde Hıristiyanların kılına zarar vermeden şehirden çıkıp gitmelerine izin vermişti.1096 da Haçlı komutanı Godöfroi Buygom Kudüs şehrine girdiğinde Papa 2.Urban’a yazdığı mektupta ‘’Kudüs teki tüm Müslümanları katlettiklerini ,Süleyman Mabedinde atlarının dizlerine kadar Müslüman kanına batmış olarak yürüdüklerini’’ belirtmektedir.Yine Osmanlıların İstanbul’u fethettikten sonra halka verdikleri özgürlük ve Bizans eserlerinin korunmasında gösterdikleri hassasiyette düşünülmelidir.

Gelelim gerçek barbarın kim olduğunu anlamaya.

Kavimler Göçüne doğru bir yolculuğa uzanalım.MS 375 de Hun Türkleri Batı ya ilerlemekte ve önlerine çıkan barbar kavimleri Roma ya doğru itmektedirler.Roma’nın altına üstüne getiren barbarlar kendileri için güvenli gördükleri yerlerede göç ederek yerleşiyorlardı. 395 de Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı.Franklar Galya ya yerleşerek Keltlerle birleşmişler bu birleşmeden de Fransızlar ,Angıl ve Saksonlar Britanya ya yerleşmişler ve İngilizleri , Alan, Vandal,Süev ve Vizigotlar İspanya ya yerleşerek İspanyolları oluşturmuşlardır.

Bu dönemden önce Avrupa da Milletlerin varlığından söz edilmez.Dolayısıyla Avrupa Milletleri varlıklarını Türklere borçludurlar ve Türkleri barbar olarak niteleyenlerin asıl ataları barbardır.

Dünyayı kendi topraklarından ve insanlığı kendi insanlarından ibaret sanan Batı için kendisinin barbarlığını kabul etmek yada bunu onlara kabul ettirmek elbette ki epey zordur.Ancak ‘’Tek dişi kalmış canavar’’batının en azından Türklerin barbar olmadığını kabul etmek zorundadır.